11 Mart 2016 Cuma

BÖBREKLERİMİZİN SAĞLIĞI

Merhabalar sevgili takipçilerim, uzun zamandır yayınlarıma ara vermiştim, tekrar sağlık sohbetlerimizle buradayım :) Kan akışındaki asiditeyi dengede tutmanın yanısıra, karbonat böbrek fonksiyonlarının çalışmasını teşvik eder ve böbrek taşı oluşumunu engelleyicidir.

Hatırlamakta fayda var, böbrekleriniz bütün gün boyunca, kanınızı atıklardan ve toksinlerden arındırmakla uğraşır. Bu önemli fonksiyonu bir imtiyaz olarak algılamayın; zira sağlığınız ve yaşam kaliteniz buna bağlıdır. Öyleyse, neden böbreklerimizi sağlıklı kılmak ve üstün performansla çalışmalarını teşvik etmek için bu beş basit yöntemi öğrenmeyelim ki?

Böbreklerinizi Temizlemenin Önemi

Böbrekleriniz, bir an için bile olsun durmaz, sürekli çalışır. Kanı filtreler, arındırır, fazla tuz ve toksinleri giderir, hormon salınımını tetikler ve tüm bunların sonucu olarak da, kan basıncınız daha iyi şekilde düzenlenmiş olur ve vücudunuz elektrolit dengesine sahip olur. Birçok insan, bu organların görevlerinin önemini küçümsemektedir ve farkında olmadan, sağlıksız bir yaşam tarzı güderek, böbreklerine zarar vermektedir. Ancak, sonunda, sorunlar ortaya çıkacaktır. Kreatinin seviyeleri yükselecek, böbrek fonksiyonlarını kaybedecekler ve kanın düzgün filtrasyonu yavaşlayacaktır. Artık yavaş yavaş kendinizi yorgun ve hasta hissetmeye başlarsınız. Ve eğer, şu an hayatınızın karmaşık olduğunu düşünüyorsanız, bir de diyalize bağlı olmak zorunda olduğunuzu hayal edin. Belki de halihazırda bu şekilde yaşamak zorunda olan birini tanıyorsunuz ve böbreklerinize iyi bakmanın önemini öğrendiniz. Peki onları korumaya, neden bugünden başlamayasınız?

Böbreklerinizde Problem Olabileceğinin Belirtileri

Böbrekler

Birazdan açıklayacağımız belirtilerden bir veya birkaç tanesini mutlaka yaşamışızdır. Örneğin bazı günler kendinizi daha yorgun hissedebilirsiniz veya bacaklarınızda şişkinlik olabilir. Bu durum tamamen normaldir; ancak eğer bu düzelmeyen bir durum haline gelirse veya bu duruma idrara çıkarken zorlanma veya acil idrara çıkma ihtiyacı da eşlik ederse, mutlaka bir doktora görünmelisiniz.

•Sürekli yorgunluk,

•Bacaklarda, özellikle de ayak bileklerinde şişkinlik,

•Vücut genelinde kaşıntı, gerginlik,

•Normalden daha fazla, sık sık idrara çıkma,

•İştahsızlık, kusma ve baş dönmesi,

•Ellerde ve ayaklarda boşalma,

•Ani uyuma isteği,

•Vücudun bazı kısımlarında koyu lekelerin oluşması.

Böbreklerinize Detoks Yapmanın Beş Yolu

1. Karbonat


Eminiz ki, siz bu tavsiyeyi daha önce duydunuz. Karbonat, doğal elektrolittir ve kandaki asiditeyi (pH seviyesini) düzenleyicidir. Böbrek rahatsızlığınız varsa, renal asidoz olarak bilinen, asiditenin artarak böbrek fonksiyonlarının bozulmasına neden olduğu rahatsızlıktan yakınıyor olmanız çok mümkündür. Karbonat, asiditeyi engelleyerek, pH dengesinin sağlanmasına yardımcı olur ve ayrıca böbrek taşı oluşumunu engelleyicidir, varolan böbrek taşlarının ise ilerleyerek böbrek fonksiyonlarını bozmasını önlemeye yardımcıdır. Bu sebeple, bir su bardağı suya bir çay kaşığı karbonat ilave ederek bu içeceği haftada en az üç defa tüketmek iyi bir fikirdir.

2-Elma-sirkesi

Bu konu ile ilgili, elma sirkesi böbreklere faydalı olan bir asit içermesi ile konuya dahil omaktadır. İlk bakışta biraz çelişkili görünebilir, çünkü sirkeyi kandaki asidite seviyesini yükseltmek için kullanmıyoruz; elma sirkesinin bu konudaki işlevi sindirimi teşvik etmesi ve böbreklere olan detoks etkisidir. Ana öğünlerden sonra, bir bardak suya bir çay kaşığı elma sirkesi ekleyerek tüketmeyi deneyin. Neden hemen denemeyesiniz ki?

3-Bitkisel öneriler

Fitoterapi, kan akışınızı filtreleyerek, iltihaplanmayı azaltarak ve böbrek taşı oluşumunu önleyerek; böbreklerinizi temizlemek için en ideal yollardan biridir. Akşam çayı yapabilmek için en faydalı bitkiler aşağıdaki gibidir

Fesleğen: Acı verici böbrek taşlarından korunmak için çok etkili bir bitkidir. Bunun için, beş yaprak fesleğen ve bir çorba kaşığı bal kullanarak, bir çay yapabilirsiniz.

•Karahindiba: Sindirim, karaciğer ve böbrekleriniz için en etkili bitkilerden biridir. Detoks için mükemmeldir. Çay yapmak için, sadece iki çay kaşığı kurutulmuş karahindiba çiçeğini on beş dakika kadar kaynatın. Bu çayı günde bir defa tüketin.

•Zencefil: Halihazırda zencefili seviyorsanız, çok şanslısınız. Çünkü zencefil, enfeksiyon, ağrı, iltihaplanma gibi problemlerin çözümü için kullanılabilecek en ideal köklerdendir. Zencefil ayrıca, karaciğer ve böbrekleri arındırır ve güçlendirir.


4-Meyveler

•Karpuz: Bu meyve, böbrekler için iyileştiricidir ve adeta doğal bir ilaçtır. Neden? Çünkü her şeyden önce, bu meyve yüksek oranda su içerir, vücuttaki dokuları ve kan akışını arındırıcıdır. Unutmayın, karpuzu, taze iken yemeye özen göstermelisiniz.

•Nar Suyu: Sıkıştırıcı özellikleri sayesinde bu asidik meyve suyu, sağlıklı bir beslenme diyetinin olmazsa olmazıdır.


5-limon

Bildiğiniz üzere, zeytinyağı, oleik asit açısından zengindir ki bu asit de vücuda anti-enflamatuar etki yaparak fayda sağlamaktadır. Zeytinyağı ayrıca, mono doymamış yağlarla doludur, ki bu yağlar böbrekler için çok iyidir. Sabahları, bir çorba kaşığı zeytinyağı ile birkaç damla limon suyunu karıştırın ve tüketin. Bu karışım, sizi böbrek taşı oluşumundan koruyacaktır. Neden hemen başlamayasınız ki?

kaynak: sağlığa bir adım

23 Mayıs 2014 Cuma

KARBONAT - SODYUM BİKARBONAT KULLANIM TARİFİ

KARBONAT - SODYUM BİKARBONAT KULLANIM TARİFİ
Karbonat ( Sodyum Bikarbonat - İngilizce: Sodium bicarbonate - Kimyasal formülü : NaHCO3 )
Eczanelerde: İngiliz Karbonatı, Solvey Karbonatı, Karbonat, Cep sodası, Garra Karbonat gibi isimlerle satılmaktadır. Eczanelerden almanızı tavsiye ederim. Markette satılanı alsak olmazmı ?Aktardan satın alsak olmazmı ? Bakkal'dan alsak olmaz mı gibilerinden bana soru sormayın. Ben size TEKRAR SÖYLÜYORUM ECZANEDEN ALACAĞINIZ KARBONAT EN GÜVENİLİR OLAN KARBONATTIR!!!.

Hasta olmamak için her gün 1 çay kaşığı karbonatlı su içebilirsiniz. Bunu yarım çay kaşığı sabah, yarım çay kaşığı akşam 1 bardak suya karıştırıp 3dk bekleyip iyice karışmasını bekleyin sonra tekrar karıştırıp için. Her beden ve her bedenin göstereceği tepki farklı olucak'tır. Çünkü herkesin farklı beslenme biçimi var. Bundan dolayı herkesin kendi bedenini dinleyip buna bağlı olarak karbonat miktarını ayarlaması gerekir.
Eğer grip, nezle gibi rahatsızlıklar olursa günde 3 çay kaşığı karbonatlı su içebilirsiniz. Fazla gelirse o zaman günde 3 kere yarım çay kaşığı içerek buna devam edebilirsiniz.
3 yaşından büyük çocuklarda hastalık olursa yarım çay kaşığı karbonatı 1 bardak suya karıştırıp içirebilirsiniz.
Eğer Karbonatlı suu içmekte zorlanıyorsanız, boş ilaç kapsülleri temin edip içlerine sodyum Bikarbonatla doldurup bol suyla hap olarak içebilirsiniz.
Eğer Tansiyonunuz yüksekse yada hipertansiyonunuz varsa, hazırladığınız karbonatlı suyu tek seferde içmeyin, gün içinde yudum yudum az az içip öyle bitirin yani güne yaarak ve bol alkali su tüketin.
Eğer yüksek Tansiyonunuz varsa yada yaşlıysanız Karbonatlı suyu içtikten sonra Kanape yada yatağa uzanı 10 - 20 dk uzanıp dinlenin. Bazı insanlarda tansiyonda yükselme yaratabilir ama kısa sürer bu. O yüzden TANSİYONUNUZUN YÜKSELMESİNDEN ENDİŞE EDİYORSANIZ UZANIP 10 - 20 DAKİKA DİNLENİN. ARKADAŞIMIN ANNESİ YÜKSEK TANSİYON HASTASIYKEN ŞUANDA YÜKSEK TANSİYON HASTASI DEĞİL! AMA KARBONATLI SU İÇTİKTEN SONRA VÜCUDUNU DİNLİYOR EĞER ÇIKARMIŞ GİBİ HİSSEDERSE YATAĞA UZANIP DİNLENİYOR SONRA KALKIP GÜNLÜK İŞLERİNE DEVAM EDİYOR!.
Kanser hastasıysanız!!!:
Eğer Kanser gibi bir hastalığınız varsa Öncelikle sakın Kemoterapi almayın Kemoterapi notumda yazılanları muhakkak okuyun!!!. Gidip dijital pH ölçer alıp idararınızı sabah akşam kontrol edip pH ı 8 in üzerine çıkarmanız ve bu seviyede en az 2 hafta tutmanız gerekir. Buna bağlı olarak karbonat içimi günde 5 - 6 çay kaşığı karbonatlı su içmeniz gerekebilir. 1 çay kaşığı karbonatlı suyu bir miktar içip yatağa yada kanepeye uzanıp 360 derece sağa sola dönerek haraket etmelisiniz . Bu haraketleri yaparken ara ara bardaktaki karbonat tüketilmelidir.
Tıpta çok hastalık var. O yüzden bana şuna iyi gelirmi diye sormayın!. Deneyin görün iyi gelip gelmiyeceğini. Duvarımda yığınla hastalığa iYi geldiğini bildiren görüşler var. Diabet ileşmez die geçiyor, bakın demekki geçiyormuş, kanserin tedavisi yok bakın tedavisi varmış. Trombositleri onkologlar yükseltemeyiz diye konuşurlarken bakın alkali hale gelince trombositler yükseliyormuş .. Daha bir çoğunu paylaştım artık tek tek cevap yazamam. Tek başıma herkese cevap yazmam mümkün değil!!.
Eğer şu zamana kadar çok asidik beslendiyseniz, vücudunuz asit tutmuşsa ishal olup sıvi şeklinde wc'ye çıkarabilirsiniz. Ben abartarak 5 gün günde 5 defa içerek her gün 5 -6 defa wc e gittim sırf asitli su çıktı. O 5 gün devamlı salatalık edim, bitkisel beslenmeye ağırlık verdim. 6 cı gün normal sağlıklı bir şekilde dışarı çıktım ve vücut biriktirdiği asitleri attı, 10 cu gün laktik asitler eridi kuluçlar kalmadı. 15 ci gün sigara içtiğim için alt ciğerlerime nefes almakta zorluk çekiordum ama nefes alma sorunum yoktu sadece derin nefes almakta zorluk vardı, o kalktı derin nefes alabilmee başladım.
Hangi hastalık olursa olsun, her hastalıkta ayrıca kolloidal gümüş suyu kullanılmasını tavsiye ederim. D vitamini almayı unutmayın çünkü zamanınızın çoğu kapalı alanlarda geçiyor. Kanser dahil pek çok hastalığın nedeni D vitamini eksikliği. Türkiye Cumhuriyetinde eczanelerde Devit-3 ampul satılıyor 300.000 İU bunu ayda 1 kere şekere yada ekmeğe emdirip tüketmeniz gerekir. Bunu hasta olsanızda olmasanızda herkese tavsiye ediyorum. Yetişkinler için 1 ampul 1 aylık D Vitamini ihtiyacınızın hepsini karşılar.
Karbonatın dozunu bana artık sormayın 1,5 senedir anlatmaktan bıktım. Karbonatlı su içerek alkoloz olunsaydı, ben ve beni takip eden herkez ciddi sıkıntılara girerlerdi kimse girmedi. En fazla gaz apar geğirirsiniz geçer yada gaz olarak alttan çıkarırsınız. Yada ishal olursunuz, asit atarsınız.
Fazla bitkisel beslenmei doğru bulmuyorum, fazla magnezyumda ishal yapar. Kalsiumla dengelemeniz gerekir, kalsiyum almak için yoğurt yiğin. Ben laktozsuz süt içilmesini daha doğru buluyorum.
En Önemlisi Şu bilgileri Lütfen Anlamaya çalışın!!!!.
Sodyum Bikarbonatın Önemi
Tükrük bezlerinin yoğun miktarda karbonat iyonları salgılayarak yediklerimizi alkali yapar. Midemizin çevresi kandan alınan sodyum klorür'le çevrilidir.Sodyum su ve karbon dioksitle birleşerek alkali TUZ yani SODYUM BİKARBONAT OLUŞTURUR. Biyokimyada bu şu şekilde formüle edilir: H20 + CO2 + NaCl = NaHCO3 + HCL. Bundan dolayı midemiz aslında yediklerimizi ALKALİ yapmaktan sorumludur. BRUNNER BEZLERİ (12 PARMAK BAĞIRSAĞINDA BULUNUYOR) yüksek miktarda karbonat salgılayarak yediklerimizin alkali halde sindirilmesini sağlıyor. Pankreasımız Yüksek miktarda Sodyum Bikarbonat salgılayarak mideden gelen asitleri nötralize etmek ve yediklerimizi alkali yapmaktan sorumlu. Karaciğerde safra salgısındada yüksek miktarda karbonat içerir. Bedenimiz çürümemek için (kanser olmamak için) kendisini hep karbonatla alkali hale getiriyor. Böbreklerimizin kendisi karbonat ürettir. Böbreklerimiz kanın pH seviyesini alkali tutmakla sorumludur.                                                                  
KEMAL MİLAR

29 Mart 2012 Perşembe

SAĞLIKLI BESLENMEK İÇİN


Bunları Biliyor musunuz ?

Aramızdan yok denebilecek kadar az sayıda kişi gıda, stres ve kendi metabolizmamızdan kaynaklanan asitlerin tümünü fiziksel olarak vücudundan atma kabiliyetine sahip.

“Alkalileştir ya da Öl”ün yazarı Dr. Theodore Baroody şöyle diyor:
“Sayısız hastalık adı bulunmasının gerçekten önemi yok. Önemli olan hepsinin aynı basit temel nedenden, vücuttaki aşırı asit dokulu atıklardan kaynaklanmasıdır!”

Dr. Ingfreid Hobert, Tıp Doktoru:
“Sağlığınızı geri kazanmak için yan etkileri olan pahalı ilaçlara ihtiyacınız yok… Alkali su vücudunuzu alkalileştirdiği ve etkin bir antioksidan temin ettiği için güçlü uzun vadeli etkilere sahiptir.”

Asit kanı koyulaştırır. Kan, yağlı asitlerin etrafından akarken ciddi sorunlar yaşar. Kılcal damarlar tıkanır ve ölür. Yaşam gücü veren sağlıklı kandan mahrum kalan cilt esnekliğini yitirerek kırışmaya başlar. Yüz gerdirme ve yağ aldırma operasyonları yapılsa bile asit giderilemez ve durmaksızın artmayı sürdürür.

Eğer kanınızın pH’ı en uygun düzey olan pH 7,36’dan pH 7’ye düşerse komaya girer ve ölürsünüz.

Asit oluşturan tüm faktörlerin en büyüğü strestir.

Dr. Susan Lark – "Başarının Kimyası”nın Yazarı:
“Günde dört ila altı bardak alkali su içmek asidi nötralize etmeye yardımcı olacak ve zaman içinde vücudunuzun savunma yeteneğinin yenilenmesine yardımcı olacaktır. Alkali su asit derecesinin arttığı soğuk algınlığı, nezle veya bronşit gibi durumlarda kullanılmalıdır. Alkali su aşırı serbest elektron temin ettiği için vitamin C, vitamin E ve Beta Karoten gibi bir antioksidan işlevi görmektedir. Bu da vücuda kalp hastalıkları, inmeler, bağışıklık sistemi bozuklukları ve bilinen diğer rahatsızlıklara karşı yardımcı olmaktadır.”

“Tersine Yaşlanma”nın yazarı Sang Whang’a göre:
En iyi organik meyve ve sebzeleri yesek bile gıdalarımızın % 97’si yine de asit atığa indirgenen karbon, nitrojen, hidrojen ve oksijenden oluşuyor. Yazar, aşırı asidik durumu yaratan ve erken yaşlanmamıza neden olan şeyin vücudumuza girenler değil, atık olarak vücudumuzda kalanlar olduğunu söylüyor. Asit/alkali dengesi açısından “iyi” ve “kötü” gıdalar arasındaki tek fark “iyi” gıdanın daha az asit atığa ve daha fazla asit nötrleştiren sonuca sahip olmasıdır diyor.

Asidik Bir Vücut İçeriden Yıpranır.
Aşırı asidite vücudun tüm sistemlerini zayıflatır. Aşırı asidite, asiti nötrleştirmek ve güvenle dışarı atmak için vücudu yaşamsal organlardan ve kemiklerden kalsiyum, sodyum, potasyum ve magnezyumu da içeren mineralleri ödünç almaya zorlar. Bunun sonucunda vücut yüksek asiditeye bağlı olarak -yıllarca farkına varılmadan devam edebilecek- ciddi ve uzun süreli bir “yıpranma” ile karşı karşıya kalabilir.

California Üniversitesi’nden asit/alkali araştırmacısı Dr. Lynda Frassetto’ya göre:
Evrimsel bir dönemeci geçmiş durumdayız. Artık asit atıkların üstesinden eskiden olduğu gibi gelmiyoruz.

Dr. William Howard Hay 1933’te tüm hastalıklara vücuttaki asit birikmesinden kaynaklanan “öztoksikasyonun” (veya “kendini zehirlemenin”) neden olduğunu öne sürdüğü “A New Health Era” (Yeni Bir Sağlık Çağı) adlı çığır açan bir kitap yayınladı:
“Asit oluşturan gıdaları çok büyük miktarlarda tüketerek alkalilerimizin çarçur edilmesine göz yumduğumuz oranda sağlığımızı kaybediyoruz. Sayısız dışavurum şekilleri olan bu hastalıkların hepsinin aynı olduğunu söylemek tuhaf görünebilir, fakat durum gerçekten budur.”

Temel bir asit/alkali dengeleme planı olmadığında vücudunuzun her kısmı sağlığı korumak için giderek daha çok çalışır; çünkü her sistem, tüm organlar, akciğerler hatta cilt bile doğru kan pH’ını sürdürmekte rol alır.

Bir kutu Kola pH 2,5 olan asiditesi ile tüm vücudunuzu teyakkuza geçirir. Başka yerde kullanılması gereken kimyasal alkali stokları sisteminize akın eden adrenalini durdurmak için feda edilir. Beklemeyi öğrendiğiniz “uçuş” duygusu, suni bir yükseliş hissi duyan uyuşturucu kullanıcısının uçuşundan hiç de farklı değildir. Vücudunuz “İmdat” çığlıkları atarken, siz korkunun verdiği heyecanının keyfini çıkarırsınız. “Gerçek”te olan budur.

Shiga Üniversitesindeki Japon bilim insanları suyunuzun pH 8,5 veya üzeri olması gerektiğini söylüyor.
Musluğunuza veya soğuk su borunuza takılan bir su iyonizeri suyunuzu klor dahil tüm önemli yabancı maddelerden arındırır ve ardından asit mineralleri ayrıştırıp giderir, sınırsız miktarda arındırılmış ve güçlü bir alkali su akışı sağlar. Kullandığı manyetik süreç birçok önemli yan yararlar sağlar. Su moleküllerinin boyutları büyük ölçüde küçültülür, çok daha büyük hidratif yetenek sunar. Sudaki mineraller eksi yüklenir ve bu sayede çok daha etkili bir biçimde emilir. Aynı zamanda su, bağlı oksijen ve doğanın orijinal antioksidanı olan negatif hidrojenle yüklenir.

Bir bardak Kola’yı nötrleştirmek için 32 bardak nötr pH suya ya da iki bardak alkali iyonize suya ihtiyaç vardır.

Dr. Sherry Rogers:
“Alkali su vücudun asitli atıklardan temizlenmesini sağlar… Yüzlerce kişiye verdiğim tavsiyelerin sonuçlarını titizlikle değerlendirdikten sonra, asitli atık biçimindeki toksitenin dejeneratif hastalıkların başlıca nedeni olduğuna inandım.”

Uzun Süreli Asidite Pas Gibidir.
Dokularımızı yıpratır, 96.000 kilometrelik damar ve atardamarlarımızı kemirir.
Kontrolsüz bırakıldığında, tüm hücre faaliyetlerini ve kalp atışlarımızdan beynimizin sinirsel uyarılarına kadar bütün işlevlerimizi sekteye uğratır. Kısacası, aşırı asit oluşumu hayata müdahale eder ve neredeyse tüm rahatsızlık ve hastalıklara yol açar! Sonunda bizi yaşlandırır... ardından öldürür. Öldüğümüzde, tüm vücudu aside dönüştürüp, yabancı düşman organizmaları partiye davet ederek kutlama yapar!

Dr. Hidemitsu Hayashi – Su Enstitüsü Direktörü, Tokyo;
“Et ve patates, kızarmış yiyecekler, kolalar ve şeker gibi kötü besinler vücutta asit tuzları oluşturur. Kan damarlarının uzağında depolandığı için çoğunlukla bu birikimler onyıllarca vücutta kalabilir. Bu tuzları yavaş ve nazik biçimde vücuttan atan ionize edilmiş alkali su tüketilmesini tavsiye ediyorum.

Kan daima biraz alkalidir (ya da en azından olmalıdır!). Besin öğelerini vücudunuzun her bölmesine taşıyan yegâne sistem olarak kan asidik olamaz. Çürüme ya da bozulmaya ve kötücül organizmaların gelişmesine direnmeyi sürdürecek bir pH değeri aralığında kalması gerekir. Bu nedenle, mikroorganizmaların vücutla birlikte varolduğu veya simbiyotik uyum içinde kaldığı ideal ortam pH 7,365’tir.

Kanın bu değerin altına veya üstüne doğru biraz değişmesine izin verdiğinizde sonuçlar vücudun her bölmesinde hissedilecektir. Asidik ortamda yararlı mikroformlar ölür ve bu ortamın yaşamasını sağladığı saldırgan mikroformlar çoğalmaya, mutasyona uğramaya ve saldırgan, parazitik ve patojenik ajanlar biçimini almaya başlar.

Dr. Frassetto’nun keşfettiği gibi, içimizin asitle kuşatılmasına bağlı olarak seçenek sıkıntısıyla karşılaştığımızda toksik atıkları organlarımızdan ve kalbimizden mümkün olduğunca uzaktaki kalça, göğüs, uyluk ve bel gibi yerlerimizdeki yağ katmanlarına boşaltırız.
Diğer bir teori de şekerin asit olduğu ve şişmanlığa yol açtığıdır, ama bize öğretilen tam olarak bu değildir. Vücut tükettiğimiz aşırı şekerden kendisini korumak zorunda olduğundan yağ üretmekte ve onu bu yağa gömerek bizi şekerden korumaktadır. Dolayısıyla aslında yağın hayatımızı kurtardığı söylenebilir!

Dr. Lynda Frassetto’nun araştırması; vücudumuzun üstesinden gelmek zorunda olduğu büyük miktarda asit atığın, vücudumuzu “stratejik rezervlerini” muhafaza etmek –ve önemli yaşamsal detoks organlarımız olan böbrek ve karaciğeri korumak- için “savaş” tarzında şiddetli bir eyleme geçmeye zorladığını gösteriyor. Yaşlanmakta olan yaklaşık 1.000 denek üzerinde yapılan bu araştırmada, artık asidi böbrek ve karaciğer aracılığıyla dışarı atmak yerine yağlı katmanlarda “depoladığımız” tespit edilmiştir. Asit atıklar aşırı yüklü böbreklerimiz onları atmaya karar verinceye veya yağ katmanlarında depolanıncaya kadar kan ve lenf sistemi aracılığıyla vücutta dolaşmaya devam eder. Kolesterol ve kristalize olmuş ürik asit “ileri bir tarihte” vücuttan atılmak üzere vücutta biriken katı asitlerdir –bu “ileri tarih” asla gelmez.

Yüksek Asit Oluşturan Duygu ve Etkinlikler:
Nefret, Korku, Kıskançlık, Öfke, Stres, Uykusuzluk ve dinlenmeye zaman ayırmamak, Hareketsizlik, Uyuşturucu kullanımı, Sigara içmek, Radyasyona maruz kalmak, televizyon, bilgisayar gibi.

Yüksek Alkali Oluşturan Duygu Durumu ve Etkinlikler:
Huzur, Minnettarlık, Affetmek, Neşe, Gülmek, Olumlu Düşünmek, Dinlenmek, Egzersiz yapmak, Derin nefes almak, Meditasyon yapmak, Nezaket

Alkali Sebzeler
Kuşkonmaz, fermente edilmiş sebzeler, su teresi, pancar, brokoli, brüksel lahanası, lahana, havuç, karnabahar, kereviz, pazı, klorella yosunu, karalahana, hıyar, patlıcan, sarımsak, kıvırcık yapraklı lahana, yerlahanası, marul, mantar, hardal filizi, sap kereviz, karahindiba, yenilebilir çiçekler, soğan, yabani havuç (yüksek glisemik), bezelye, biber, balkabağı, şalgam, deniz bitkileri, yosun, filizler, sakız kabağı, kaba yonca, dıvar arpası, buğday çimi, yabani otlar, yandıranotu, patates (Patates, dışı asitli fakat–özellikle de kabuğuyla fırınlanarak veya buğulanarak yenildiğinde alkali oluşturan bir gıdadır.)

Alkali Doğu Sebzeleri
Beyaz turp, hindiba kökü, shitake mantarı, kombu yosunu, maitake mantarı, reishi mantarı, nori yosunu, salamura kuru erik, wakame yosunu

Alkali Meyveler
Elma, kayısı, avokado, muz (yüksek glisemik), kantalup kavun, kiraz, kuş üzümü, arap hurması/incir, üzüm, greyfurt, misket limonu, şamama kavunu, dutsu meyveler, nektarin, portakal, limon, şeftali, armut, ananas, mandalina, domates, tropik meyveler, karpuz.

Alkali Proteinler
Badem, kestane, keten tohumu, darı, ceviz, kabak çekirdeği, tohum filiz, sakız kabağı tohumu, ay çekirdeği, soya fasulyesi (fermente edilmiş), soya suyu peyniri (fermente edilmiş).

Alkali Tatlandırıcılar & Baharatlar
Tüm otlar, kırmızı biber, kimyon, köri, zencefil, miso, hardal, deniz tuzu, stevia, soya sosu, ksilitol.

Alkali Diğer Besinler
Elma suyu sirkesi, banchi çayı, arı poleni, hindiba çayı, taze meyve suyu, ginseng çayı, yeşil meyve suları, yeşil çay, ot çayı, kombucha, lesitin, granül, probiyotik kültürler, sebze suları.

Asidik Protein
Sığır eti, sazan balığı, tavukgöğsü, deniztarağı, balık, kuzu eti, ıstakoz, dolmalık midye, istiridye, domuz eti, tavşan eti, somon balığı, karides, taraklı midye, ton balığı, hindi, geyik eti, yumurta, peynir altı suyu tozu

Asidik Katı & Sıvı Yağlar
Avokado yağı, kanola yağı, mısır yağı, kenevir tohumu yağı, keten yağı, domuz yağı, zeytinyağı, aspir yağı, susam yağı, ayçiçeği yağı

Asidik Tahıllar
Arpa, kepek (yulaf ve buğday), ekmek, mısır, galeta, un (beyaz buğday unu), kenevir tohumu unu, kamut (yüksek proteinli buğday), yulaf (ezmesi), (tüm) pirinçler, pirinç kekleri, çavdar, kılçıksız buğday, buğday

Asidik Kuruyemişler & Ezmeleri
Brezilya kestanesi, kaju, fıstık, fıstık ezmesi, fındık, tahin, ceviz

Asidik Fasulye & Baklagiller
Börülce, nohut, taze fasulye, barbunya, yeşil mercimek, lima fasulyesi, benekli fasulye, kırmızı barbunya, sütlaç, soya fasulyesi, soya sütü, kuru fasulye

Asidik Süt Ürünleri
Tereyağı, peynir (süzme, inek, koyun, eritme ve keçi), süt, organik süt (pastörize edilmemiş), yoğurt

Asidik İçecekler
Bira, siyah çay, sütlü çikolata, kahve, damıtılmış su, sert içkiler, ters ozmosla arıtılmış su, alkolsüz içecekler, alkollü içkiler, sporcu içecekleri, şarap

Asidik Meyve & Sebzeler
Yaban mersini, konserve veya salamura meyveler, kızılcık, kuş üzümü, erik, kuru erik, mısır, mercimek, zeytin, balkabağı

Asidik Diğer Besinler
Katkı maddeleri, suni tatlandırıcılar, renklendiriciler, damıtılmış sirke, ilaç (Tıbbi ve Psikedelik), lezzetlendiriciler, ot öldürücü ilaçlar, böcek ilaçları, buğday tohumu, kakao ve çikolata.

Kaynak:http://www.iyonizesusistemi.com/index.php/alkali-iyonize.html

KARBONATLI SU İÇMENİN FAYDALARI


Arkadaşlarımdan  duyduğum karbonatlı suyu her zamanki gibi önce kendimde denedim...
1 haftadır 1 büyük su bardağına 1 çay kaşığı karbonat karıştırıp içiyorum.Önce karbonatı atıp üzerine biraz sıcak su ekleyince köpürüp çözülüyor, sonra soğuk su ekleyip sabah aç karnına içiyorum.
önce midemdeki gastrit nedeniyle korkarak içtim, ama gayet rahatım, bir sorun yok,hazımsızlık sorunumda kalmadı.Yavaş çalışan böbreklerde hızlanıyor.
Grip olan bir arkadaşım kullanıyor , göğsüm dolu öksürüyorum diyordu, karbonatlı suya başlayınca göğsü söktürmüş, o nedenle KOAH hastası olan eşimede içirmeye başladım.
izlenimlerimi paylaşmaya devam edeceğim.

Kemal Miların https://www.facebook.com/kemal.milar sayfasından öğrendiklerim:



Karbonatın Kullanımı: Bir büyük bardağa 2 tatlı kaşığı karbonat atıldıktan sonra üzerine az az kaynar su dökülerek köpürtülür ve karbonatın suda iyice çözülmesi sağlanır. Sonra üzerine normal su dökülür, karıştırılır ve içilir( su sıcak geliyorsa soğumaya bırakılır ve öyle içilir). Eğer Kanser, MS, Diabet hastasıysanız vücudu Alkali hale getirmek için ilk hafta aç karnına yemeklerden 1 saat önce bu uygulama 2 kere tekrarlanır. Sonraki 3 Hafta sadece sabahları kahvaltıdan önce aç karnına içilerek devam edilir. 1 Ay sonra gidip hastalığınızı kontrol edip iyi olup olmadığınızı görebilirsiniz. Eğer idrarınızdaki pH 7.36 ve üstüyse Alkali haldedir vücudunuz dilerseniz hergün bir çay kaşığı suya karbonat atıp hergün kullanmaya devam edebilir yada sadece ihtiyaç duyduğunuzda bunu uygulayabilirsiniz. İdrarınızdaki pH seviyesini öğrenmek için digital pH ölçerler satılıyor, onlardan bir tane alıp hergün tartıya çıkmak gibi idrarınızdaki pH seviyenize bakıp bedeninizin sağlık durumunu anlayabilirsiniz. Digital pH ölçer yerine pH kağıtları satılıyor, bunuda internetten araştırıpöğrenebilirsiniz. Hastaysanız alkali gıdaları araştırıp mümkün mertebede iyleşene kadar Alkali gıda tüketmeye özen gösterin. Kanser asidik sıvı'dır. Hücrelerin içerisine yerleşip belirli bir bölgede toplandığında kendisini mantar hastalığı şeklinde gösterir. Kanser, Diabet, MS, Akne, Egzama ve diğer bütün hastalıklar ASİDOZ'DAN KAYNAKLANIR. ALKALİ HALE GELDİĞİNİZDE HASTALIKLARINIZIN HEPSİNDEN ( %99 ) KURTULURSUNUZ. Neye dayanarak söylüyorum bunları; Kimyager, Mikrobiyolog, Diyetisyen Dr. Robert O Young'a bağlı söylüyorum. İnternetten kitaplarını sipariş edebilir, video ve bütün yazılarını okuyabilirsiniz.


http://www.idefix.com/kitap/kanserden-korkma-modasi-gecmis-tedaviden-kork-ilhami-guneral/tanim.asp?sid=QRM7WNSH2K3NZEBZ6C3Ihttp://www.kitapyurdu.com/kitap/default.asp?id=3307


(Doktorunuzun söyleyemedikleri)


http://www.kitapyurdu.com/kitap/default.asp?id=92946


(Doktorların Büyük Sırrı Kanser Cinayetleri)pH Mucizesiyle Carmen Newman Göğüs Kanserinden Kurtuluşu;Carmen Newman 2008 senesinde Göğüs kanserine yakalanmış 2009'a gelindiğinde doktorları ( bu sırada ağlamaklı oluyor çünkü öleceğini düşünmüş büyük bir travma aslında) ona bağışıklık sisteminin çok düşük olduğunu, ne yapacaklarını bilmediklerini ve bir mucize beklemesini söyleyip onu eve göndermişler.Oda eve dönmüş daha sonra pH Mucizesi kitabını okumuş ve okudukça öğrenmeye ve bilinçlenmeye başlamış. Ve yeşil alkali gıdaları tüketmeye başlamış ve her gün kendisini daha iyi hissetmeye başlamış. Daha sonra Dr. Young'ın özel tedavi merkezine gelmiş ve detoks ve düzgün beslenme programı uygulamışlar. Bir kaç gün önce kan testi yapıldığında artık kanserinden iz kalmadığı görülmüş. Şu anda sağlıklı ve mutlu bir şekilde bu video da kendi hikayesini anlatıyor.


http://www.youtube.com/watch?v=adp8jONIy9Y&feature=share


Kemal Milar:17 Ocak 2012İlk sevinç verici haberimi aldım sonunda :))) Arkadaşımın kız arkadaşının dedesi prostattan ameliyat olurken parça almışlar ve kanser olduğunu ve kemiklere metastas yaptığını söylüyorlar. 80 yaşından büyük olduğu için kemoterapi yapamıyorlar ve yapacak birşey yok diye gönderiyorlar. Benim vasıtamla arkadaşımın kız arkadaşı dedesiyle konuşuyor. Karısı zorla karbonatlı su içirmeye başlamış. 4 Hafta karbonatlı su içtikten sonra, gittikleri hastanede doktorlar kanser hastalığından iz kalmadığını iyleştiğini söylemişler.


4 Ocak 2012 Çarşamba

KREMŞANTİLİ KURABİYE

2012 bir geldi pir geldi, çok umutlu başlangıç yaptım ama pazartesi işyerinde hüsrana uğradım.yıl sonu hesapları kötü çıktığı için(zarar ettik) eleman çıkartmaya başladılar.bunu 2-3 aydır biliyorduk işlerin kötü gittiğini ama bu kadarı ilk defa oluyor, 16 yıldır aynı firmadayım, aile şirketi ve aile gibi olduk herkesle.
Emeklilerden başlandı ayıklama, işe yaramayan ve gidecek tahmin ettiklerimizin dışında çok emeği geçen bir ağbimizin yüzüne artık işe yaramadığı söylenince çok üzüldüm.
Anladımki emeğin hiç değeri yokmuş, 25 yıllık eleman kendisi, bir kalemde silindi.
bende emekliyim ve bırakmadılar emekli olunca devam ettim, şu an bana bir şey yok, çünkü işe yarıyorum, ama gidenlerin hesaplarını yapmak acı veriyor.Başka masraflarını kısmayıp herşeyi işçiden bekleyen işverenleri kınıyorum, dönüp kendinize bakın bir, o işçinin maaşı sizin bir günlük harcamanıza yetmez, o adam ev geçindiriyor o maaşla.
İnsanlar o kadar değişiyorki, 16 yıl önce başladığımda hiç böyle değildi  sevgili patronum, sosyal demokratım, hak yemem derdi, ama yıllar ahh yıllaaarrr....
Yani yeni yıla kötü başladık, 2 gündür hiç çalışasım yok, tatlı bir tarif ekliyim bari de biraz havam değişsin dedim:



KREM ŞANTİLİ KURABİYE
herkes pişirdi ben eksikmi kalsaydım:

1 paket krem şanti
1 su bardağı sıvıyağ
3 su bardağı un
üzerine pudra şekeri

Krem şanti yağın içine  dökülüp çırpılır, un yavaş katılıp yoğurulur.Dağılan bir hamur oldu.
toplamak içim avucumda sıkarak şekil verdim, bir dahakine unu biraz azaltıp denicem.
180 derecede 15-20 dakika pişirdim.pembeleşince alabilirsiniz.sıcakken dağıldığı için 
soğumasını bekleyin.üzerine pudra şekeri serpin, ben çok beğendim, bereketli oluyor 
ve malzemesi hafif.kavanozda uzun zaman bayatlamadan duruyor.
Afiyet şeker olsun...



31 Aralık 2011 Cumartesi

NİCE MUTLU YILLARA...

2012  herkese dilediğini getirsin, ben önce sağlık diliyorum, sonra mutluluk, huzur ve ihtiyaçlarımız kadar kazanç olsun  , dostlar ve ailemizle hep birlikte olalım , yüzümüzden gülümseme hiç eksik olmasın,sevgi dolu NİCE MUTLU YILLARA... 

30 Aralık 2011 Cuma

RENKLİ PATATES TOPLARI

yılın son iş günü, bir yıl daha bitiyor, ömür tükeniyor yavaş yavaş..Her yeni yıl yeni umutlar demek, yeni başlangıçlar demek, bilmediğin sulara yelken açmak demek...
şaka maka blog yazmaya başladığım 3 yıl olmuş, öylesine başlamıştım, ama seviyorum bloglamayı...
çay daveti masamdan bir tarif bu, yıllar önce bir gazete köşesinden kesip sakladığım tarifti, ismi sarımsaklı patates toplarıydı sadece maydonaza bulanıyordı toplar.
Malzemeler: 
4-5 adet patates(istenilen miktara göre ayarlanabilir.)
2 diş ezilmiş sarımsak
1/2 limon suyu
2 Ym.kaş.zeytinyağ
karabiber , kimyon , pul biber, tuz
rendelenmiş 1 havuç 
doğranmış maydanoz
Yapılışı:
patatesler soyulup, küp küp doğranır, yıkanıp, tuz ve su ilavesiyle haşlanır.
suyu süzülüp eziciyle veya çatalla ezilir.Soğuması beklenir.Limon suyu, z.yağ , 
baharatlar, eklenir ve yoğurulur.ceviz kadar toplar yapılıp , havuç ve maydanozda yuvarlanır.
çay sofralarımın vaz geçilmezi ama ana yemek yanına meze ve ara soğuk olarak hazırlıyabilirsiniz.
kolay gelsin, afiyet olsun.


10 Aralık 2011 Cumartesi

ÇAY DAVETİ

Sonbaharla birlikte kızlarla toplantı sezonumuz açılmış bulunuyor, çay masası tariflerimiz çoğalacak tabikii:)) bende olan  toplantımızdan kareler  ve menü, tarifleri sırayla yazacağım...
çaylarrr gelmiş ,  sohbet koyulaşmış:))


MENÜMÜZ:

MANTI MAKARNA SALATASI


RENKLİ VE SARIMSAKLI PATATES TOPLARI


KIYMALI PATATESLİ FIRINDA SİGARA BÖREĞİ


MİNİK SUSAMLI SİMİTLER


                             KREM ŞANTİLİ  KURABİYE



KLASİK  BİSKÜVİ PASTASI

10 Kasım 2011 Perşembe

‎1881 - 193∞ HER DAİM KALBİMİZDESİN

















‎1881 - 193∞.................
NURLAR IŞIKLAR İÇİNDE YAT ATAM, UNUTMADIK,
UNUTTURMAYACAĞIZ...

Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu Ulu Önderimiz Mustafa Kemal Atatürk'ü ölümünün ...73. yılında saygı, şükran, gurur ve özlemle anıyoruz.
UNUTMADIK! NE MUTLU TÜRKÜM DİYEBİLENE...!
NE MUTLU TÜRKÜM DİYENE..!


Ülkemin topraklarında Türk evladı olarak hür özgür yaşamamı sağlayan, kurduğu Cumhuriyet sayesinde seçtiğim, seçildiğim, kadın olarak varlık gösterebildiğim, erkek olarak birey olabildiğim Ulu Önder Atatürk'ü saygıyla anıyorum..
Okul yıllarında ezberlediğimiz, hep tekrarlanası,
ATATÜRK'ÜN GENÇLİĞE HİTABESİ
Ey Türk Gençliği!


Birinci vazifen, Türk istiklâlini, Türk Cumhuriyetini, ileleb...et, muhafaza ve müdafaa etmektir.

Mevcudiyetinin ve istikbalinin yegâne temeli budur. Bu temel, senin, en kıymetli hazinendir. İstikbalde dahi, seni bu hazineden mahrum etmek isteyecek, dahilî ve haricî bedhahların olacaktır. Bir gün, İstiklâl ve Cumhuriyeti müdafaa mecburiyetine düşersen, vazifeye atılmak için, içinde bulunacağın vaziyetin imkân ve şerâitini düşünmeyeceksin! Bu imkân ve şerâit, çok nâmüsait bir mahiyette tezahür edebilir. İstiklâl ve Cumhuriyetine kastedecek düşmanlar, bütün dünyada emsali görülmemiş bir galibiyetin mümessili olabilirler. Cebren ve hile ile aziz vatanın, bütün kaleleri zaptedilmiş, bütün tersanelerine girilmiş, bütün orduları dağıtılmış ve memleketin her köşesi bilfiil işgal edilmiş olabilir. Bütün bu şerâitten daha elîm ve daha vahim olmak üzere, memleketin dahilinde, iktidara sahip olanlar gaflet ve dalâlet ve hattâ hıyanet içinde bulunabilirler. Hattâ bu iktidar sahipleri şahsî menfaatlerini, müstevlilerin siyasi emelleriyle tevhit edebilirler. Millet, fakr ü zaruret içinde harap ve bîtap düşmüş olabilir.

Ey Türk istikbalinin evlâdı! İşte, bu ahval ve şerâit içinde dahi, vazifen; Türk İstiklâl ve Cumhuriyetini kurtarmaktır! Muhtaç olduğun kudret, damarlarındaki asil kanda mevcuttur!

MUSTAFA KEMAL ATATÜRK


29 Ekim 2011 Cumartesi

29 EKİM CUMHURİYET BAYRAMIMIZ SONSUZ KUTLU OLSUN





















"Cumhuriyeti kuranlar onu korumaya da muktedir olmalıdır."
Mustafa Kemal ATATÜRK

Gelecek nesillerin Türkiye de Cumhuriyetin ilanı günü, ona en merhametsizce hücum edenlerin başında, cumhuriyetçiyim iddiasında bulunanların yer aldığını görerek şaşıracaklarını asla farz etmeyiniz! Bilâkis, Türkiye'nin münevver ve cumhuriyetçi çocukları, böyle cumhuriyetçi geçinmiş olanların hakikî zihniyetlerini tahlil ve tesbitte hiç de tereddüde düşmeyeceklerdir.

Mustafa Kemâl ATATÜRK

Ben cumhuriyet kadınıyım.
Varsa rahatsız olan, verdiğim rahatsızlıktan gurur duyarım.
Çünkü bugün benim bayramım...

Merhabalar sevgili okurlarım, saygıdeğer gizli takipçilerim:)
Uzun zamandır yazamıyorum, malum ülkemizin üst üste yaşadığı felaketler hiç birimizde tat-tuz ,  moral bırakmadı.Şehitlerimize ve Van depreminde hayatlarını kaybedenlere Allahtan rahmet diliyorum.
geçen haftaki şehitleri anma yürüyüşlerine katılamadım, kendimi Cumhuriyet Bayramı törenlerine hazırlamıştım kiii, yas ilan edilmeyen ülkemde yas tutmamız gerektiği ve en büyük bayramımızı kutlama törenlerinin, resmi geçitlerin ve okul törenlerinin iptal edildiği Başbakanlık tarafından açıklandı.
Okulda şiir ezberleyen törenlere hazırlanan çocuklar gibi hayal kırıklığına uğradım.Sanki törenlerde göbek atılıyor , halay çekiliyordu.Ama zatı muhteremler aynı gün basına kapalı 3 düğün törenine katılıp , Van ziyaretlerini ertelemeyi acil görev bildiler.
Ayrıca deprem bölgesine devletten çok halkın yardımı ulaştı , daha önceki depremlerden daha çok ve çabuk yardımlar gönderildi.Düğünlerde gezeceklerine deprem bölgesinde depremzedelere ulaşmayan yağmalanan yardımları organize etselerdi ya bayram kutlamalarını iptal etmekle uğraşacaklarına.
çok üzüldüm ve sinirlendim, Atatürk'ümün ve Cumhuriyet uğruna ve bu  topraklar için canını feda eden  binlerce Mehmetçiğin kemikleri sızlamaz mı?






Vatan caddesindeki resmi geçit törenlerini gidip izlemeyi düşünürken, iptal olduğu için kalakaldık.Cumhuriyet yürüyüşlerine katılmaya karar verdik ailecek.Aslında Kadıköydeki yürüyüşe gitmek isterdim ama olmadı Silivri'ye gitmemiz lazımdı o yüzden oradaki yürüyüşe katıldık.Küçük bir yer olmasına rağmen özellikle kadınlar ve gençler oldukça kalabalık oluşturdular.
Eşimle

ve Kızımla,
aldık elimize bayraklarımızı:
-NE MUTLU TÜRKÜM DİYENE
-MUSTAFA KEMALİN ASKERLERİYİZ
-VATAN BÖLÜNMEZ,ŞEHİTLER ÖLMEZ
-CUMHURİYET BAYRAMI ENGELLENEMEZ
diye bağırdık.
Şehitlerimize saygı duruşu yapıp, İstiklal marşımızı okuyup, buruk bir Cumhuriyet Bayramı Kutladık.
90 yaşındaki bir ninemizde Atatürkle ilgili anılarını anlatıp, ona yazdığı şiiri okudu.
Duygulanmamak elde değildi.

BAĞIMSIZLIĞIMIZIN ADI CUMHURİYET'TİR, KUTLU OLSUN!..

‎''Benim naciz vücudum elbet birgün toprak olacaktır. Fakat Türkiye Cumhuriyeti ilelebed payidar kalacaktır.''

Mustafa Kemal ATATÜRK

 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
‎YIL 1937 Atatürk çok hasta;

29 Ekim CUMHURİYET BAYRAMI;
doktorlar "gitmeniz intihar" diyor ama ,
O... '"Hayır"
diyor "halkın morali bozulur,kutlamalar olacak ve ben gideceğim.
 
NEREDEENNN NEREYEEEEEE :(((((((